dağ'la konuşmalar-1
şu küçücük dünyada kocaman atan kalbimi
soluklansın diye bir dağa yasladım
dağ sandı,
üstüne devrildi kıyametin adımları.
tuttum kaldırdım şaşkınlığını.
ben söyledim, ey dağ sarsıldı mı sabitin
dağ söyledi *geniş vuruyor yüreğin
delik deşik olmuş dağı taradım da
yüzyıllık uykuma bir mağara aradım
bir kuş yuvasına,
bir örümcek ağına rastlamadığım
her oyuğun başında ağladım.
dağ söyledi, geçmedi buradan aradığın.
ben söyledim, o zaman hâlâ ne diye ayaktasın?
dolandım duruldum tepelerinde
ağaçlardan bir ağaca rastladım
nâgâh yarıklar açıldı omuz hizamda
baktım içimde kırmızı mendiller yanar
hay o çıraları tutuşturan kurtlar
-sayamadım kaç taneydi
dağ kuşandı düşmanım dedi
-o sızı kurşun muydu avcıyı deldi
-vurulan dağı kim yere serdi
ben söyledim, ey dağ düşman senin gölgende uzanmakta,
dağ söyledi, açan çiçekleri duy ki
O'nu anınca gövdem dimdik ayakta.
dolaştım durdum dağın eteklerinde
allı turnalar geçti başımdan dumanlı
gökte çırpınan kanatlardan yoruldum
yoruldum ki-
kanattım dilimi taşlarla
dağı baştanbaşa kızıla boyadım.
dağ aksadı
çöktü omzuma kuşlar, kanatları,
dumanlı ağaçlar, kuşanan sevdalar
dağı kemiren kurtlar, kurtların iri kulakları
kulaklarımda kurşunların uluması.
uğuldaması için için rüyalarımın,
anladım ki sonu gelmez uykularımın.
ben söyledim, ey dağ işte uyandım omzuma ne olmuş paramparça
dağ söyledi, ey ins uyurken sen, emaneti yüklendin omzuna.
*cahit zarifoğlu
26.12.2022
Sema Ferdâ
Yorumlar
Yorum Gönder