fer -şiir
gözlerimde birikmiş ölümün tortusuyla
yine koştum da yetişemedim ah, yazgıma
kararmış günlerimi doluyorum da boynuma
ilmek ilmek düğümler boğazımda
yarı ahraz yarı düşkünüm şimdi yollarda
insanların içlerinden dolanarak geçiyorum
canım, insanların sözlerinden kıyım kıyım
-kıyılıyor
-kaykılıyor
kulaklarım taşıyamıyor cesetleri,
sözlerin içinden püsküren cinayetleri.
soluğuma inen günahkar nefesleri yutkunuyorum
göğsümdeki lekeye katre katre kan doluyor.
boğazıma bir ilmek daha atarak
kendi içimden geçiyorum
elimde insanların ağzından düşen
hıçkırık izleri
canımın içine içine sokuluyorum
orada, ezelden bağlanan iplerin üzerinde
boyuna sallanıyorum
ahrazlığım küçülüyor kaşlarımda
ben küçülüyorum babamın karşısında
baba diyorum
sen de aç bağrını toprağa
alnını yıka, sonra vur kazmaya
gözlerin kadar orman bitsin dünyada,
ne olur dünya ormanları yakmaz sanma.
yetiş annemin yorgun adımlarına.
oysa benim içim dışıma tosluyor
her bir adımımda, korkulara bulanıyorum
her gecemi yakarışlar dolduruyor
ayetel kursi var yanımda, rahman, sonra fatiha
kuşanmışım en dost kelimeleri
dualarla uğurluyorum rüyalarıma gölgemi.
bir ölü elini uzatsa tutuyorum
gözlerimin ta içine bakınca
anlıyor neden yaşamadığını
uyanınca tüm dervişliğim siliniyor da
ben yine gümrah kalıyorum dünyaya.
dinmiyor yağmurun patırtısı çizmelerimde
batmışım, sular içinde kalmışım kime ne
göğü kaplayan bir ses oluyor kurtuluşum
-eşhedu en la ilahe illallah-
yağmuru alıp saçlarıma sürüyorum
ve toparlıyorum dağılmış içimi.
alnım yıkanınca görüyorum dünyanın güzelliğini
dünyanın alnımdan güzel olmadığını..
gök bir sonraki düğüne hazırlanana kadar
elli kez düşüyor
yüz kez devriliyorum
ah neler neler geçmiyor ki sırtımdan
iste bir vakit daha olunca doğruluyorum alnımdan
-ve eşhedu enne muhammeden abduhu ve rasuluh-
Sema Ferdâ
05.01.2023
Yorumlar
Yorum Gönder